Kurtuluş Savaşı sırasında büyük hizmetleri
geçen bir milletvekili ve devlet adamıdır. İki kez Milli Eğitim Bakanlığı
yapmış ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun uygulayıcısı
olmuştur. Prag, Paris ve Moskova büyükelçiliği görevlerinde bulunmuştur. Altay Spor Kulübünün kurucularındandır.
1896 yılında Kandiye (Girit)’de dünyaya
geldi (kimi kaynaklara göre İzmir'de dünyaya
gelmiştir). Bedirhanîler’den Kaymakam Abdullah Hulusi Bey'in oğludur. Lise
öğrenimini 1910 yılında
İzmir İdadisinde (Lise) tamamladı. Yükseköğrenim için İstanbul’a
gitti ve İstanbul Hukuk
Mektebinde okudu. Savaş nedeniyle yarım kalan hukuk öğrenimini İzmir’in
işgalinden az önce yeniden İstanbul’a gelerek 1916’da tamamladı.
Mustafa Necati Bey ile birlikte 1915 yılında
kurdukları Özel Şark Mektebi İdadisi'nde yöneticilik ve tarih öğretmenliği
yaparak meslek yaşamına başladı. Burada 3 yıl görev yaptı. Lisede spor yapmaya
teşvik ettiği gençlerle Altay Spor Kulübünün kurulmasına
ön ayak oldu. İzmir Türk Ocağının aktif bir üyesi
oldu.
İzmir'in
Yunanlılar tarafından işgali sırasında Mustafa Necati Bey ile beraber işgalin
önlenmesi ve direniş örgütlenmesi için çalıştı; İzmir Redd-i İlhak
Cemiyeti'ni kurucuları arasında yer aldı; işgal üzerine kardeşi Mehmet Esat ile
birlikte Balıkesir’e gitti ve Balıkesir Kuvay-ı Milliyesi’ne
katıldı. II. Balıkesir Kongresi'nden itibaren
toplanan kongrelere "İzmir Türk Ocağı Delegesi" olarak katıldı.
İzmir’e Doğru Gazetesi
Hüseyin Vasıf
Bey’in milli mücadeleye verdiği desteğin en önemlisi, Balıkesir’de bulunduğu
dönemde İzmir’e Doğru Gazetesi’ni çıkarmasıdır. Milli mücadele basınında
seçkin bir yeri olan İzmir'e Doğru gazetesinin sahibi olan Hüseyin Vasıf,
burada ateşli makaleler yazdı. “Ulusal Kurtuluş Hareketinin Destekçisi ve
Yürütücüsüdür” alt başlığı ile çıkan gazeten yazı işleri müdürü kardeşi
Mehmet Esat, başyazarı arkadaşı Mustafa Necati idi. Yayına
başladığı 16 Kasım 1919’dan itibaren haftada iki gün, Ocak 1920’den sonra haftada
üç gün çıkan gazete, 74 sayı boyunca yayın hayatına devam etti.
Balıkesir’in
işgali üzerine gazetenin yayını sona ermesinin ardından Hüseyin Vasıf şehirden
ayrıldı; Maarif Vekaleti Özel Kalem Müdürlüğü’ne atandı. İzmir, Yunan
işgalinden kurtulduktan sonra İzmir Maarif Müdürlüğü'ne atandı (1922).
Siyasi Yaşamı
Hüseyin Vasıf
Bey, İzmir Maarif Müdürü iken TBMM 2. dönem milletvekilliği için seçimlere
katıldı ve 1923 yılında
Saruhan milletvekili olarak meclise girdi. Cumhuriyetin İlanı ve Hilafetin Kaldırılması tartışmalarında
parlamentoda etkili bir milletvekili oldu. Mecliste saltanat ve cumhuriyet
tartışmalarının geride bırakılmasının ardından İstiklal Mahkemeleri içinde yer aldı.
İstiklâl Mahkemesi savcısı olarak görev yaptı.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu
Hüseyin Vasıf
Bey, öğretimde mektep-medrese ikiliğini ortadan kaldırmak üzere öğretimin
birleştirilmesi kanunu (Tevhid-i Tedrisat) için 50 arkadaşı ile birlikte önerge
verdi. 3 Mart
1924’te teklifin
kabul edilmesinden 3 gün sonra Milli Eğitim Bakanı olarak atandı. 8 aylık
bakanlığı sırasında Tevhid-i tedrisat’ı uygulamaya geçirdi; medreseler
kapatıldı, okullar laikleştirildi, öğretmen okullarının sayısının artırılmasına
başlandı, yabancı uzmanlar getirtilip eğitimin planlanması konusu ele alındı.
Özellikle dünyanın en büyük eğitimcisi sayılan John Dewey çağrılmış
ve bir rapor hazırlatılmıştı. Yaptığı radikal uygulamalar tutucu çevrelerin
eleştirilerine neden olunca 21 Kasım 1924 tarihinde bakanlıktan istifa etti.
Diplomatlık Yılları
Hüseyin Vasıf
Bey, Milli Eğitim Bakanlığı’nın istifasından sonra Dışişleri Bakanlığı
kadrosuna girerek 3 yılda 3 büyük kente elçilik ve büyükelçilik yaptı.
16 Haziran
1925 günü Prag Elçisi olarak
atandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin Çekoslovakya’daki ilk elçisi oldu.
2 yıl Prag’da
görev yaptıktan sonra 11 Aralık 1927’de Budapeşte Elçisi olarak atandı, bir yıl bu görevde
kaldı.
3 Kasım 1928 günü Moskova Büyükelçisi
olarak atandı ancak bu görevde sadece 3 ay kalabildi. Milli Eğitim Bakanlığı
yapmakta olan yakın arkadaşı Mustafa Necati Bey’in ani ölümü üzerine
boşalan İzmir milletvekilliğine seçildi ve ikinci kez milli eğitim bakanı
olarak atandı.
Hüseyin Vasıf
Bey, 1932 yılında
Milli Eğitim Bakanlığından tekrar ayrılıp dışişleri bünyesinde çalışmaya
başladı; bakanlık tarafından İtalya Büyükelçisi olarak görevlendirildi. 28 Mayıs 1931’de başladığı Roma’daki görevinden
Moskova’ya atanması nedeniyle ayrıldı. 10 Eylül 1934 günü Moskova’daki görevine başladı. Bu
göreve ek olarak Litvanya Cumhuriyeti yanında Türkiye’yi
ortaelçi olarak temsil etti.
Soyadı
Kanunu çıktığında cumhurbaşkanı Atatürk, "Çınar gibi dallı
budaklı bir aileye mensup olmasından ötürü" kendisine Çınar soyadını
verdi. Ani bir hastalık sonucu 2 Haziran 1935 günü Moskova'da hayatını kaybetti, cenazesi Ankara’ya getirilerek
Cebeci Mezarlığı'na defnedildi.
Hazırlayan: 81 Nur
ÖZTÜRK, 10-E
Kaynaklar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder