23 Temmuz 2013 Salı

Şair ve Yazarlar: Cumalı, Necati

CUMALI, Necati

                13 Ocak 1921 tarihinde, şu anda Yunanistan sınırları içinde bulunan Makedonya kasabası, Florina'da dünyaya geldi. Doğduktan kısa süre sonra yapılan Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi'nin ardından, o dönemdeki pek çok Türk ailenin yaptığı gibi Türkiye'ye göç eden ailesi, İzmir'in Urla kasabasına yerleşti. Florina'da yaşadığı dönemi hatırlayamamasına rağmen, ailesinden dinlediği Makedonya hikâyeleri üzerine aldığı notlar ve yaptığı birkaç ziyaret sayesinde, yazdığı iki kitapta o dönemi anlattı. Bu kitaplardan ilki olan "Makedonya 1900"de yer alan “Dila Hanım” hikâyesi daha sonra filmleştirildi. Dönemi anlatan diğer kitabı "Viran Dağlar"da ise, babasının dayısının oğlu Zülfikar Bey'in hikâyesini anlattı. Çiftçilikle uğraşan bir ailenin çocuğu olan Cumalı, ilkokul yıllarını Urla'da geçirdikten sonra, İzmir Atatürk Lisesine yatılı olarak girdi. İzmir Atatürk Lisesini Haziran 1938’de bitiren Cumalı, Urla Halkevi’ndeki zengin kitaplıktan yararlandı. Lisenin son sınıfında tanıştığı Hüseyin Batu, Cumalı’ya yeni ufuklar açtı. “Varlık, Yücel, Gündüz, Çığır gibi dergilerin adlarını” ondan öğrendiğini belirten Cumalı, Dıranas’ı, Tarancı’yı, Dağlarca’yı okudu. Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet’in “Garip” anlayışı içinde yayınladıkları ilk şiirlere yakınlık duydu. “Ulus olma süreci”nin şairi olan Necati Cumalı, lisenin son sınıfına gelinceye kadar Necip Fazıl ile Nâzım Hikmet’in yanında  Haşim’i ve Yahya Kemal’i de okudu.
                Liseyi bitirdikten sonra şiir üzerine yoğunlaşan Necati Cumalı, “ Atatürk’ün öldüğü yıl İstanbul Hukuk Fakültesi birinci sömestr” öğrencisiydi. O yıllara ait anılarını şu şekilde anlatır: “10 Kasım 1938 sabahı ilk dersimiz ekonomiydi. Prof. Dobresberger dersine yeni başlamıştı ki, Atatürk’ün ölüm haberi sınıfa ulaştı. Profesör dersi kesti.”
                1940'lardan itibaren Varlık, Servet-i Fünun - Uyanış, Yeni İnsanlık gibi dergilerde şiirler yayımladı. 1941 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve Ankara Toprak Mahsülleri Ofisinde çalışmaya başladı. İlk kitabı "Kızılçullu Yolu" 1943 tarihlidir. İkinci kitabı askerliği esnasında terhisine yakın geçirdiği "zehirli sıtma" hastalığı yüzünden gönderildiği hava değişikliğinde yazılmış olan Harbe Gidenin Şarkıları'dır.
                1945 yılında Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünde çalışmaya başladı. 1948-1957 yılları arasında İzmir'de avukatlık yaptı. İzmir'de avukatlık yaptığı sıralarda, Ege Bölgesi'nin pek çok köy ve kasabasına ziyaretler gerçekleştiren Cumalı, edindiği izlenimlerden yola çıkarak, daha sonra film olarak uyarlanıp Metin Erksan tarafından çekilen ve Türkiye'ye ilk uluslararası sinema ödülünü kazandıran "Susuz Yaz" eserini yazdı. Bu kitap, Ege topraklarında yaşam mücadelesi veren halkın hayatını yansıtmaktadır. 1957-1959 yılları arasında, Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği’nde Basın Ataşesi olarak görev yaptı. 1959-1963 yılları arasında da  İstanbul Radyosu'nda redaktör olarak çalıştı.
                1963 yılından itibaren hayatını yazarak kazanmaya başlayan Necati Cumalı, 1970'te İstanbul'a taşınarak kendisini bütünüyle sanatına adadı. Yugoslavya, Bulgaristan, ABD, Sovyetler Birliği, İran, Yunanistan ve Çekoslovakya'dan davetler aldı ve bu ülkelere ziyaretler gerçekleştirdi.
                Necati Cumalı, 10 Ocak 2001 tarihinde, karaciğer kanseri sebebiyle İstanbul'da hayatını kaybetti. Necati Cumalı'nın İstanbul, Beşiktaş Vişnezade'deki Şairler Sofrası'nda bir heykeli bulunmaktadır.
Biçemi (Üslubu)
                Necati Cumalı edebiyata yalın şiirlerle ve güçlü Sabahattin Ali etkileri taşıyan hikâyelerle girmiş, giderek özgün bir soluk oluşturmuş usta bir Türk edebiyatçısıdır. İlk şiiri 1939'da yayınlandı. Garip Akımı şairleri ve 1940 kuşağının diğer şairlerinden farklı olarak yalın, aydınlık anlatımlı, lirik şiirler yazdı. Sevgi, sevinç, özlem gibi bireyin güncel kaygılarıyla birlikte çağın toplumsal sorunlarını da ele aldı. 1955'ten sonra şiirin yanı sıra öykü, roman ve tiyatro türlerine de yöneldi. Şiirsel dili ve ayrıntıları ustaca kullanmasıyla kendini kolayca okutturdu. Roman ve öykülerinde çoğunlukla Ege Bölgesi'ndeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sorularını işledi. "Tütün Zamanı" (1971'de Zeliş adıyla), "Yağmurlar ve Topraklar", "Acı Tütün" romanları bu ürünlerin en başarılıları arasındadır. "Ay Büyürken Uyuyamam" adlı öykü kitabında Anadolu insanının cinsel bir tablosunu çizdi. Öykü, roman ve oyunlarından kimileri sinemaya da uyarlandı.
Ödülleri
Yağmurlu Deniz kitabıyla Türk Dil Kurumu 1969 Şiir Ödülü’nü aldı, iki kez de Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı (Değişik Gözle kitabıyla 1957’de, Makedonya 1900 kitabıyla 1977’de). Yaralı Geyik ile Muhsin Ertuğrul (1979), Tufandan Önce ile 1984 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, Dün Neredeydiniz adlı oyunuyla da 1982 Kültür Bakanlığı Tiyatro Ödülü’nü, Viran Dağlar ile 1995 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı ve Yunus Nadi Roman Ödülü’nü aldı. 1963’te Susuz Yaz’dan alınan film 1964 Berlin Film Festivalinde Altın Ayı ödülünü alarak ülkemize sinema dalında uluslararası ilk büyük ödülünü kazandırdı.

Yapıtları:
Şiir
Kızılçullu Yolu (1943), Harbe Gidenin Şarkıları (1945),  Mayıs Ayı Notları (1947), Güzel Aydınlık (1951), Denizin İlk Yükselişi (1954, ilk üç kitaptaki şiirler toplamı), İmbatla Gelen (1955), Güneş Çizgisi (1957), Yağmurlu Deniz (1968, son iki kitap ve yeni şiirleri), Başaklar Gebe (1970), Ceylân Ağıdı (1974), Aç Güneş (1980, toplu şiirler), Bozkırda Bir Atlı (1981), Yarasın Beyler (1982), Tufandan Önce (Bütün şiirler 1'nci cilt, 1983), Aşklar Yalnızlıklar (1985,toplu şiirler I), Kısmeti Kapalı Gençlik (1986, toplu şiirler II).

Öykü
Yalnız Kadın (1955), Değişik Gözle (1956), Susuz Yaz (1962), Ay Büyürken Uyuyamam (1969), Makedonya 1900 (1976), Kente İnen Kaplanlar (1976), Dilâ Hanım (1978), Revizyonist (1978), Yakubun Koyunları (1979), Aylı Bıçak (1981).

Roman
Tütün Zamanı (1959), Yağmurlar ve Topraklar (1973), Aşk da Gezer (1975).

Oyun
Mine (1959), Nalınlar (1962), Derya Gülü (1963), Oyunlar I (Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri) (1969), Oyunlar II (Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar) (1969), Oyunlar III (Nalınlar, Masalar, Kaynana Ciğeri) (1969), Oyunlar IV (Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol), (1969) Oyunlar V (Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb’un Yumurtası) (1973), Oyunlar VI (Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte) (1977), Yaralı Geyik (1981).

Deneme
Niçin Aşk (1971), Senin İçin Ey Demokrasi (1976), Etiler Mektupları (1982).

İnceleme
Muzaffer Tayyip Uslu (1956)

Günce
Yeşil Bir At Sırtında (1990)                    (Aşağıdaki fotoğraf 1937-1938 Okul Yıllığından alınmıştır.
                                                                              A.Necati Acar, Necati Cumalı'dır.)










NECATİ CUMALI VE URLA
                 ‘’Beni en sevdiğin halimle hatırla’’ diyen ünlü yazar, romancı, oyun yazarı, şair Necati Cumalı Urlalı olmakla her zaman övünürdü. Çok sevdiği Urla kasabasındaki evi, Urla Belediyesi ve Kültür Bakanlığının katkılarıyla aslına uygun olarak restore edilip  ziyarete açıldı. Ev restore edildikten sonra Necati Cumalı’ya ait özel eşyalar İstanbul’da bulunan eşi tarafından gönderilerek buranın dekorunda kullanıldı. Giriş katında bulunan kütüphane odası ünlü yazarın kendi kitaplarından ve bağış yapmak isteyenlerin verdiği kitaplardan oluşmuştur. Halka açık olan bu kütüphaneden isteyen herkes faydalanabilmektedir. Yazarın eserlerini yazmakta kullandığı daktilosu, masası ve masanın üstündeki aksesuarları aynen korunmuştur. Camlı  bir dolap içerisinde sevdiği kıyafetleri ve özel eşyaları bulunmaktadır. Basılmış tüm kitapları ayrı bir vitrin içerinde sergilenmektedir.
                Yazar, Urla’ya olan sevgisini şiirlerine de yansıtmıştır.
URLA
Diyelim bir masa önümde
Elimde bardak
Oturmuş içiyorum
Bardak mı Urla mı unuttuğum
Bardağı masaya
Tak!
Vurdum mu vurdum
Masaya dönüyorum
Urla uzak, uzak, uzak
Diyelim oturmuş yazıyorum
Birden düşüyor kalem
Bir görüntü ak kâğıtlarda
Ev ev, sokak sokak
Yine Urla oluyor konum
Bir ağız mızıkam var
Üflüyorum
Re mi fa sol la
Bir es giriyor araya


-Ya Urla
Bardak değil o baylar
Tak!
Masaya vurduğum
Hak arıyorum
Düpedüz hak!
Bütün mahpus kasabalar
Küçük ölü kentler
Soyulan tarla tarla
Onlardan birisidir Urla!
Yavaş yavaş sarhoş oluyorum

                        
Hazırlayan: 385 Beste ARPA, 10-E

Kaynaklar:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder