HAŞİM, Ahmet
1884’te Bağdat’ta doğmuştur. 1897’de Bağdat'tan İstanbul'a gelerek Galatasaray Lisesine girdi. İçe dönük ve hayalci bir çocuktu. Yaşlandıkça, daha da duyarlı ve alıngan oldu. İlk şiirlerini okul sıralarında yayımladı. Galatasaray'ı 1907'de bitirdi. Önce Reji İdaresi'nde çalıştı. Sonra Fransızca öğretmeni olarak İzmir Atatürk Lisesine gitti. Bir süre İzmir’de kaldıktan sonra İstanbul’a döndü ve Maliye Bakanlığı çevirmeni oldu. Bu arada Birinci Dünya Savaşı'na katıldı. Savaş bitince bir süre, Osmanlı Bankasında çalıştıktan sonra, Güzel Sanatlar Akademisine, estetik ve mitoloji öğretmeni olarak girdi. Bir yandan da şiirler yazıyor ve yayımlıyordu.
YENİ BİR ŞİİR ANLAYIŞI
1921'de, o zamana kadar yazdığı bütün şiirleri Göl Saatleri adlı bir kitapta topladı. Bu arada bir süre Paris'e gitti. Piyale adlı ikinci kitabını Paris dönüşünde yayımladı. Ahmet Haşim'in şiirleri o güne kadar alışılagelen şiir biçimlerinin hiç birine benzemediği için, yayımlandığı sırada büyük tartışmalara yol açıyordu. Bu tartışmalara verdiği cevapta Haşim, şiiri ve şairi şöyle tanımlıyordu: “Şiir bir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır. Şair de, ne bir gerçek habercisidir, ne güzel konuşan bir insan, ne de bir kanun koyucu. Şiirin dili, düzyazı gibi, anlaşılmak için değil, duyulmak için oluşmuş, müzikle söz arasında, sözden çok müziğe yakın, arabulucu bir dildir. “ Bu savunmasıyla Haşim, sembolizm yanlısı bir şair olduğunu açıklıyordu.
Ahmet Haşim, bu yeni şiir anlayışıyla kendinden sonra gelen, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi birçok önemli Türk şairini etkiledi. Haşim'in, şiirlerinden başka, düzyazıları da vardır.
4 Haziran 1933’te İstanbul’da öldü.
1884’te Bağdat’ta doğmuştur. 1897’de Bağdat'tan İstanbul'a gelerek Galatasaray Lisesine girdi. İçe dönük ve hayalci bir çocuktu. Yaşlandıkça, daha da duyarlı ve alıngan oldu. İlk şiirlerini okul sıralarında yayımladı. Galatasaray'ı 1907'de bitirdi. Önce Reji İdaresi'nde çalıştı. Sonra Fransızca öğretmeni olarak İzmir Atatürk Lisesine gitti. Bir süre İzmir’de kaldıktan sonra İstanbul’a döndü ve Maliye Bakanlığı çevirmeni oldu. Bu arada Birinci Dünya Savaşı'na katıldı. Savaş bitince bir süre, Osmanlı Bankasında çalıştıktan sonra, Güzel Sanatlar Akademisine, estetik ve mitoloji öğretmeni olarak girdi. Bir yandan da şiirler yazıyor ve yayımlıyordu.
YENİ BİR ŞİİR ANLAYIŞI
1921'de, o zamana kadar yazdığı bütün şiirleri Göl Saatleri adlı bir kitapta topladı. Bu arada bir süre Paris'e gitti. Piyale adlı ikinci kitabını Paris dönüşünde yayımladı. Ahmet Haşim'in şiirleri o güne kadar alışılagelen şiir biçimlerinin hiç birine benzemediği için, yayımlandığı sırada büyük tartışmalara yol açıyordu. Bu tartışmalara verdiği cevapta Haşim, şiiri ve şairi şöyle tanımlıyordu: “Şiir bir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır. Şair de, ne bir gerçek habercisidir, ne güzel konuşan bir insan, ne de bir kanun koyucu. Şiirin dili, düzyazı gibi, anlaşılmak için değil, duyulmak için oluşmuş, müzikle söz arasında, sözden çok müziğe yakın, arabulucu bir dildir. “ Bu savunmasıyla Haşim, sembolizm yanlısı bir şair olduğunu açıklıyordu.
Ahmet Haşim, bu yeni şiir anlayışıyla kendinden sonra gelen, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi birçok önemli Türk şairini etkiledi. Haşim'in, şiirlerinden başka, düzyazıları da vardır.
4 Haziran 1933’te İstanbul’da öldü.
ESERLERİ
Şiirler: Göl Saatleri, Piyale. Düzyazıları: Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan, Frankfurt Seyahatnamesi.
Şiirler: Göl Saatleri, Piyale. Düzyazıları: Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan, Frankfurt Seyahatnamesi.
Hazırlayan: 134 Jülide GÜLER, 10-E
Kaynaklar:
Dokuz
Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi 24 (2008)
http://www.izalev.com/content/view/12/28/
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder