23 Temmuz 2013 Salı

Bakanlar: Necati, Mustafa

NECATİ, Mustafa

  1894 yılında İzmir'de dünyaya gelmiş, ilk ve orta öğrenimini İzmir'de tamamlamıştır. İzmir İdadisini bitirdikten sonra yüksek öğrenim için İstanbul'a gitmiş, İstanbul Hukuk Okulundan 1914 yılında mezun olmuş ve İzmir’e dönmüştür.
I. Dünya Savaşı yıllarında İzmir'de avukatlık, öğretmenlik ve gazetecilik yapmıştır. 1915 yılında arkadaşı Hüseyin Vasıf Bey ile Özel Şark İdadisi adlı bir okul kurmuş, bu okulda müdürlük ve edebiyat öğretmenliği yapmıştır.
   Kısa bir süre Aydın-Kasaba Demiryolları'nda hukuk müşavirliği yapmış olan Mustafa Necati Bey, savaştan sonra itilaf devletlerince işlerine son verilen demiryolu işçilerinin haklarını savunmak, savaştan dönen işsiz yedek subayların sıkıntılarını gidermek için çalışmalar yapmıştır.
İzmir Türk Ocağının aktif bir üyesi olmuş ve spor kolu çalışmalarını yürütmüş, Altay Spor Kulübünün kurucuları arasında yer almıştır.
  Yaklaşmakta olan işgal tehlikesine karşı demiryolu işçileri, işsiz yedek-subaylar ve sporcu gençlerle olan ilişkisini kullanarak önlemler almaya, direniş örgütlemeye çalışmıştır. İzmir'in işgali üzerine İstanbul'a kaçarak amcasının kızı ve nişanlısı Halide Nusret Hanım'ın evine sığınmıştır.
İzmir'in işgali üzerine İstanbul'a giden Mustafa Necati Bey, İçişleri Bakanlığı'nda görev almış ve Balıkesir'e atanmıştır. Şehre vardıktan sonra görevinden istifa etmiş ve Balıkesir'de kaldığı 7 ay boyunca milli mücadele hareketine hizmet için çok yoğun çalışmıştır.
   Kuva-yi Milliye kumandanı olarak, Yunanlılar ve Anzavur kuvvetlerine karşı yürütülen mücadelede yararlı olmuştur.
   Arkadaşları ile birlikte "İzmir'e Doğru" adlı bir gazete çıkarmıştır. Milli hareketin yayın organı olan ve 74 sayı çıkan bu gazetede, milli duyguları geliştirici yayınlar yapmıştır. Balıkesir'de kaldığı sürede bir gençlik ve spor kulübü olan Balıkesir İdman Yurdunu kurmuştur.
   Bu dönemde bir dava alıp takip etme fırsatı olmasa da, bir avukatlık bürosu açmıştır. Şehirde faaliyet gösteren 11 avukattan birisi olarak 1920'nin Ocak ayında kurulan baronun yönetim kurulunda yer almıştır. 29 Nisan 1920 günü Saruhan milletvekili olarak TBMM'ye katılmak üzere şehirden ayrılmıştır.
    Milletvekilliği sırasında önce Sivas İstiklal Mahkemesi üyesi olarak görevlendirilmiş, sonra Kastamonu İstiklal Mahkemesi Başkanlığı ve ardından Amasya İstiklal Mahkemesi Başkanlığı yapmıştır. Bu görevleri nedeniyle çoğunlukla Ankara dışında bulunmuştur.
   Kastamonu’da görevli olduğu bir yıl içinde Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) ve İlim Yayma Cemiyetinin kurulmasına öncülük etmiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay), Gençler Mahfeli (Derneği) ve Muallimler Derneğinin çalışmalarına destek vermiştir. Tüm bu çalışmalarından ötürü belediye tarafından Mustafa Necati Bey'e fahri hemşehrilik ünvanı verilmiştir.
  TBMM 2. Dönem’de İzmir milletvekili olarak yer almıştır. Altı arkadaşı ile kurduğu komisyon, hükümete "mübadele, imar ve iskân” işlerinden sorumlu bir bakanlık kurulması önerisini getirmiştir. Bu öneri üzerine kurulan Mübadele, İmâr ve İskân Vekâleti’ne vekil olarak seçilen ilk bakan Mustafa Necati Bey olmuş, 5 ay boyunca bu görevi yürütmüştür. Bakanlık teşkilatının kuruluşu, savaşta yakıp yıkılan ülkenin imarı ve gelen göçmenlerin yerleştirilmesi ile ilgili hizmetler vermiştir.
  6 Mart 1924’te kurulan ikinci hükümette Adliye Bakanı olarak yer almıştır. Bakanlığı döneminde Şer’i mahkemeler kaldırılmıştır.
  24 Ağustos 1924 tarihinde "Türk Muallimler Birliği” (Türk Öğretmenler Örgütü) genel başkanı olarak seçilmiştir. Milli Eğitim Bakanı olarak atandığında genel birlik başkanıdır.
    Mustafa Necati Bey, 4. ve 5. Hükümet dönemlerinde Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) olarak görev yapmıştır. Bakanlığı sırasında gerçekleştirdikleri işlerin bazıları şunlardır:
Maarif Teşkilatı’na dair kanunu çıkarmış, eğitim işlerini valilerin kontrolünden çıkararak bakanlığın kontrolüne almıştır. Kanun’da yer alan “Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir” hükmü ile öğretmenlik mesleğini itibarlı hale getirmiş, öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin düzenlemeler yapmıştır.
10 bölge merkezinde birer öğretmen okulu inşaatı başlatmıştır. Bunlardan ilki, bugünkü Gazi Eğitim Fakültesi Binası’nda hizmete giren Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü, ikincisi İzmir Erkek Öğretmen Okulu, üçüncüsü bugün Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi olarak binasında hizmet veren Balıkesir Necatibey Muallim Mektebi’dir.
Uzman öğretmen yetiştirmek üzere Avrupa’ya öğrenci gönderilmesini sağlamıştır.
Yeni bir ilkokul programı hazırlanmış ve “toplu öğretim”, Avrupa ile aynı anda Türkiye’de uygulanmaya başlanmıştır.
Ortaöğretim parasızlaştırılmış; okul kitapları bakanlıkça bastırılmıştır.
Yabancı okullar denetim altına alınmıştır.
Köylere öğretmen yetiştirmek için Köy Öğretmen Okulları modeli planlanmıştır.
Denizli ve Kayseri’de Köy Muallim Mektebi açılmıştır.
Harf Devrimi gerçekleştirilmiştir. Yeni harfleri öğretmek için Millet Mektepleri kurulmuş, okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır.

   Resmi kayıtlarda Mustafa Necati Bey'in, Millet Mektepleri'nin açıldığı 1 Ocak 1929 tarihinde apandisit patlaması sonucu Ankara Numune Hastanesinde öldüğü belirtilmiştir. Ölümü üzerine arkadaşı Cumhurbaşkanı Atatürk'ün çok etkilenip ağladığı 1976'da, Utkan Kocatürk'ün Afet İnan ile yaptığı söyleşide bildirilir:
...
Utkan Kocatürk: Peki, Atatürk'ün en sevdiği kimseler kimlerdi? Mesela Mustafa Necati'nin ölümünde ağlamış, değil mi?
Afet İnan: Evet, öyle.
Utkan Kocatürk: Yani Atatürk'ün gerçekten samimi olarak değerine inandığı ve ölümüne üzüldüğü kimseler?
Afet İnan: Valla her arkadaşına önem verirdi. Yanlız Necati Bey'den... İşte o, yeni harflerin kabul edildiği senedir ve öyle bir ani ölümü, onda büyük tesir yapmıştı ve acımıştı çok. Yani çok şey bekliyordu ondan. Hatta Necati Bey hakkında şöyle bir hatıram var: Ben o zaman Damdasyon'da talebe idim. Bir gün konuşuluyordu. Mustafa Necati dedi ki: "İş Darülfünunu açacağım!" Ben şaşırdım, "Ne demek" dedim "bu iş darülfünunu?" "Bilmiyor musun, Teknik Üniversite!" dedi. Yani çok ileri birtakım fikirleri vardı. Atatürk de herhalde bu tarafına çok ehemmiyet verirdi. Ben tanımadım uzun boylu, ama vefat ettiği zaman Atatürk çok üzülmüştü. Biliyorum, ağladı.
...
   Cenazesi 2 Ocak 1929'da resmi törenle Ankara'da Cebeci Mezarlığı'na gömülmüş, Milli Eğitim Bakanlığına bir müddet İsmet İnönü vekalet etmiştir.


Mustafa Necati’nin Türk Eğitiminin Gelişimine Katkıları

"Cumhuriyet döneminin ilk yılları, gerçekte bir eğitim ve kültür devleti olma yönünde büyük adımların atıldığı yılları simgeler. Özellikle Atatürk’ün yaşadığı yıllar eğitimsel gelişmeler açısından önemli ilklerin gerçekleştiği yıllardır. Atatürkçü eğitime ilişkin tüm uygulama, yöntem ve eğitim kurumlarının başarıya ulaşmasında eğitimi yönlendiren siyasî iradenin etkisi büyüktür. Dönemin Eğitim Bakanları bizzat yeniliklere ve gelişmelere öncülük etmişlerdir. Bu bakanlar içinde Mustafa Necati’nin önemli bir yeri vardır.
.....
Mustafa Necati çeşitli görevlerde bulunmasına rağmen, eğitim tarihimizde en çok Millî Eğitim Bakanlığı yaptığı yıllardaki kararlı uygulamaları ile bilinir. Bakanlığı zamanında güçlü kişiliğini ve gerçek bir yenilikçi olma özelliğini göstermiş, Millî Eğitim sistemi ve örgütünün gelişmesi için büyük çabalar göstermiştir.
….
Türk eğitim sisteminin gelişmesi için çok kişi seferber olmuştur. Ama özellikle bakanlar içinde Mustafa Necati ve Hasan Ali Yücel’in özel bir yeri vardır. Mustafa Necati bakanlığı döneminde eğitime, millî eğitime getirdiği atılım, gelişme ve hız, eğitim örgütüne getirdiği uyum, içtenlik ve bağlılık, öğretmenliğe sağladığı büyük saygınlık, değer ve güven gibi önemli katkılar sağlamıştır. Ülkenin en yoksul olduğu dönemde eğitime büyük yatırımlar yaptırmış, millî eğitimin laik ve Atatürkçü yolda ilerlemesini sağlamıştır. Öğretmenleri, müfettişleri geliştirmek için kurslar açmış; yurt dışından uzmanlar getirtmiş; ders araç-gereçlerinin okullara dağıtılmasını sağlamıştır. Öğretmenlerin meslekî bilgilerini artırmaları için Terbiye Dergisi'nin çıkartılması, karma eğitim ve harf devrimi gibi bazı yenilikler Mustafa Necati’nin bakanlığı döneminde gerçekleşmiştir. Ortaokullara öğretmen, ilkokullara müfettiş yetiştirmek, araştırmalar, incelemeler yaparak sonuçlarını yayınlamak, dünyanın her yanındaki yeni eğitim ve öğretim akımlarını, yöntemlerini devrimlerini izleyerek yaymak için "Gazi Orta Öğretmen Okulu" ve “Eğitim Enstitüsünü" kurdurmuş, öğretmen okullarının kontenjanlarını artırmıştır. Öğretmen örgütlerinin bizzat başkanlığı ve kuruculuğunu yaparak öğretmenlerin ülke düzeyinde örgütlenmelerini sağlamıştır. Öğretmenlerin hem maddî hem de manevî yönden geliştirilmesi için çalışmış, yasal haklarında önemli iyileştirmeler yapmıştır. Millî Eğitim örgütünün yeni bir yapıya kavuşmasını sağlamış, Eğitim Kanunu ile Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nden sonra en kapsamlı kanun tasarısının gerçekleştirilmesine öncü olmuştur. Eğitimin bilimsel temellere dayalı olarak gelişmesine önem vermiş, eğitim politikasını oluşturmada yerli ve yabancı uzmanlardan da yararlanmıştır. Bütün bunların yanı sıra Mustafa Necati alınan kararları uygulamaya geçirmede hiç tereddüt etmemiştir."


Sözleri:

“Okuttuğundan çok okumayan bir öğretmen çabuk yıpranır, ihtiyarlar ve bezginlik getirir. ... Araştırma, irdelemeye düşkün, ak saçlı bir öğretmen sürgit genç ve dinçtir.”

“Bir gün Büyük Millet Meclisi karşısında, herhangi bir Milli Eğitim Bakanı zorunlu öğrenim çağında bulunan çocuklarımızın hepsini okutmakta olduğunu ve her köyde okul ve öğretmen bulunduğunu söylemek mutluluğuna kavuşursa, o zaman Cumhuriyet, ilköğretimde çizmiş olduğu hedefe ulaşmış olacaktır.”

Hazırlayan: 9 Cansu SARI, 10-E

Kaynaklar:

tr.wikipedia.org
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 8, Sayı: 13
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi Cilt:1 Sayı:3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder