23 Temmuz 2013 Salı

Sporcular: Vardaroğlu, Yılmaz

VARDAROĞLU, Yılmaz



Atatürk Lisesinin dört kafadarı, enstitünün kızlarıyla Karagöl'e gideceklerdi. Duvardan atladılar ama, öğretmenlerinin önüne düştüler.
Kaldırımda acı tesadüf!..
Atatürk Lisesi, ünü Türkiye'ye yayılmış bir okul.
Öğretim seviyesi, kurulduğu günden bu yana iddialı bir form içinde. Hepsinin de üstünde...
Bu üstünlük, sporda da kendini gösterip gidiyor.
Yılmaz Vardaroğlu da Atatürk Lisesi sıralarında dirsek çürütmüş, kafa yormuş, beden çalıştırmış bir popüler İzmirli.
Yılmaz Vardaroğlu çalışkan bir öğrenci olmanın yanı sıra, o çağların yaramazlığını ve tabiatıyla sporculuğunu da benliğinde birleştirmiş bir kişi.
Bugünün saygın bir işadamı, Atatürk Lisesi çağında basketbolda "yıldızlar milli takımı"nın değişmez oyuncusuydu.
Yılmaz Vardaroğlu atletizmde de bir numara.
Ve bu başarıların sonunda geldiği nokta: Beynelmilel basketbol antrenörlüğü...

Yakın temas

1950'li yılların ikinci yarısından kopup gelen bir anı...
Günnur ve Gürkan Atabay, Yılmaz Vardaroğlu ve Alpaslan Kazanova, okullarının hemen karşısında açılan Cumhuriyet Kız Enstitüsü kızlarıyla hemen bir yakın temas kurmuşlardı.
Kızlar da dört arkadaştı, bizimkiler de...
Bu sıkı işbirliği günün birinde kaçamağa dayandı. Cumhuriyet Kız Enstitüsünün dört kız öğrencisi ile Atatürk Lisesinin hızlıları olan Günnur, Gürkan, Yılmaz ve Alpaslan anlaştılar. Hep birlikte Yamanlara çıkılacak ve Karagöl'de piknik yapılacaktı.
Bir sabah kızlar okulu kırıp Fuar'ın köşesinde delikanlıları beklemeye koyulmuşlardı.
Atatürk Lisesi o yıllarda yüksek duvarlar ile çevriliydi, Yılmaz Vardaroğlu ve arkadaşları duvardan atlayıp kaçacaklardı.
Biri duvara tırmandı, oradaki kızlara sordu:
"Etrafta bizim öğretmenlerden kimse var mı?"
Kızlar, öğretmenleri tanımıyordu.
"Yok." dediler. Delikanlılar da bir bir duvardan atlamaya başladılar. Ne var ki, duvar kenarından gelen dört kişi Atatürk Lisesi öğretmenleri olan Şeker Kemal, Çün Halit, Nâzım Benli ve Zeki Baran'dan başkası değildi. Firarilerden Yılmaz Vardaroğlu da Şeker Kemal'in önüne düşmüştü.
O günlerde yatılısı, gündüzlüsü ile birlikte Atatürk Lisesi 375 kişiydi. Öğretmenler bütün öğrencileri isimleri ve soyadlarıyla birlikte tanıyordu.
Şeker Kemal hepsinin sevdiği bir tarih öğretmeniydi ve aynı zamanda Disiplin Kurulu üyesi...
"Çapkın dörtlü"nün hevesleri kursaklarında kalmıştı. Çaresiz okula döndüler ve biraz sonra Şeker Kemal'in odasına çağrıldılar.
Kemal Hoca, çelebi bir insandı. Bu dört öğrenciye "Duvardan kaçmak yerine neden kapıyı tercih etmediniz?" diye sordu ve devam etti:
"Gelip benden izin alsaydınız, sizi geri çevirmezdim. Ben şimdi sizi bugün izinli sayıyorum ve Disiplin Kuruluna vermiyorum."
Dört çapkın başlarını öne eğip önce Şeker Kemal'in elini öptüler ve sessizce odayı terk ettiler.
Kızlar gitmişti ama, onlar ciddi bir hayat dersi almışlardı.

Ünlü isimler
İşte o günlerin Atatürk Lisesinden birkaç isim...
Coşkun Akmeriç, Mustafa Özkale, Günnur ve Gürkan Atabay, Jak Galiko, Doruk Karaoğlu, Akın ve Faruk Gönülşen, Öztürk Aydınol, Melih Dikenelli ve bugünün Maliye Bakanı Sümer Oral ile İstanbul milletvekili Hayri Kozakçıoğlu...
O yılların İzmir'in gelişmiş spor salonları yoktur. Özellikle okular arası spor karşılaşmaları genellikle Halk Eğitim Merkezlerinin salonlarında yapılırdı.
İşte böyle bir karşılaşma sonrası, sporcular ile seyirciler salondan çıkıyorlardı ki, kalabalık öğrenci grubunun arasından herkesi hayran bırakacak nitelikte bir ses yükseldi.
Kalabalık öğrenciler arasından biri mükemmel bir arya okuyordu.
Ve, yine o günlerde konservatuvar yeni açılmıştı.
Kalabalık arasından yükselen aryayı kim okuyordu?
Herkes birbirine baktı ve kalabalığın önündeki bir öğretmen sordu:
"Kim okuyor?"
Kimsede tıs yok. Arya okuyan da susmuştu.
Sonunda anlaşıldı. Bu arya Yılmaz Vardaroğlu'nun hançeresinden çıkmıştı.
Öğleden sonra bir ders saatinde, Yılmaz Vardaroğlu okul müdürlüğüne çağrıldı.
Şeker Kemal de oradaydı.
Hoca: "Yılmaz seni konservatuvara göndersek nasıl olur?"
Yılmaz Vardaroğlu'nun iki meşgalesi vardı. Biri dersleri, öteki spor çalışmaları...
"Babama sorayım." dedi ve izin istedi.
Aynı günün akşamı Baba Vardaroğlu, bu öneriye sert biçimde karşı çıkıyor ve "Senin yerin Atatürk Lisesidir oğlum." diyordu.
Kim bilir?
Şeker Kemal'in dediğini yapsaydı, Vardaroğlu spordaki ve iş hayatındaki başarısı orada da gösterecek ve belki de Türkiye'nin Pavorotti'si olacaktı.

Sınıf arkadaşı

Yılmaz Vardaroğlu geçmiş yıllara doğru yolculuğu çıkmıştı.
Mazinin derinlikleri arasından iki ismi çıkardı. Bunlardan biri Maliye Bakanı Sümer Oral, öteki de İstanbul milletvekili Hayri Kozakçıoğlu'ydu.
"Sümer Oral sınıf arkadaşımızdı." diye başladı Vardaroğlu ve ekledi:
"Sakin bir arkadaştı. Sınıfın en çalışkanlarındandı."
(Erkin USMAN, Yeni Asır gazetesi, 27.10.2001)

Bir haber:
46 yıl sonra kupalarına kavuştular
Basketbolda, 1966-1967 sezonunda kazandığı Cumhurbaşkanlığı Kupası verilmeyen Altınordu'ya sembolik kupa verildi.

Konak Belediye Başkanı Hakan TartanHilton Oteli'nde düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Altınordu'nun Türkiye'de basketbol sporunun yayılmasında öncü bir takım olduğunu, 1966-1967 sezonunda şampiyon olup Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı da kazandığını belirtti.
Altınordu'nun Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı çeşitli nedenlerden dolayı alamadığını, federasyona yapılan başvurulardan sonuç alınamadığını ifade eden Tartan, ''Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı 46 yıldır vitrinlerine taşıyamamaları gerçekten çok üzücü. Fakat biz İzmirliler onların hak ettiği kupanın benzerini yaptırarak hem onların üzüntülerini hafifletmek istedik hem de Altınordu camiasının yıllar sonra bir araya gelmesini sağladık'' dedi.
              O dönemin takım kaptanı Yılmaz Vardaroğlu ise 46 yıllık gecikmeyle de olsa Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın bir benzerini almanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Vardaroğlu, ''Çok mutluyuz. Kupanın yeri 46 yıldır müzemizde boş duruyordu. Artık vitrinimizi sonsuza kadar süsleyecek, bu onuru Altınordu camiası hep birlikte yaşayacak'' diye konuştu.
              Konuşmaların ardından Tartan, Cumhurbaşkanlığı Kupası ölçülerinde yaptırılan ve üzerinde ''1966-1967 sezonu Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonu Altınordu'' yazılı kupayı Vardaroğlu'na verdi. (17.10.2012)  


Hazırlayan: 1031 Elif Işıl AY, 9-E

Kaynaklar:

http://skorer.milliyet.com.tr/46-yil-sonra-kupaya-kavustular-/-/detay/1613183/default.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder