1872 yılında Nevşehir’de, Fişenkçioğlu
ailesinde dünyaya gelmiştir. Ailesi eskiden beri din işleriyle uğraşan
mesleklere sahip olduğundan, o da bu doğrultuda yetiştirilmiş; Nevşehir’de
İbrahimpaşa Medresesinde öğrenimine başlamış; ancak ailesinin İzmir’e taşınması nedeniyle
medrese öğrenimini İzmir’de tamamlamıştır. Sonrasında İzmir Muallim Mektebinden
mezun olmuş, Kurmay Selahattin Saip Bey’den özel matematik dersleri almış ve
matematik öğretmeni olmuştur.
1893’te öğretmenliğe başlayıp 1929 yılında,
kulağındaki rahatsızlık nedeniyle emekli olmuştur.
1903 yılında Zeynep Seniha Hanım ile
evlenmiş ve bu evlilikten Nebile ve Ahmet Adnan adlı iki
çocukları dünyaya gelmiştir.
İzmir’de bir kütüphane kurmak için ilk
girişimi, II.
Abdülhamit döneminde kitap bağışlarıyla İkiçeşmelik Kıraathanesi’nde kitap
toplama çalışmasıdır. Kıraathanede birkaç yüz ciltlik bir kitaplık oluşturmuş;
ancak dönemin şartları yüzünden bu girişimden vazgeçmek zorunda kalmıştır.
nin İzmir şubesi kurulduğunda ilk üyelerinden birisi
olmuş, özgürlük düşüncesinin yayılmasına katkıda bulunmuş; ancak cemiyetin
gizli faaliyetlerine katıldığı için birkaç kere tutuklanmıştır. Okullarda “Ulûm-u diniye” adıyla okutulan
dersin amacından saptığını ileri sürerek bu dersin nasıl yapılması gerektiğini
göstermek üzere “Yeni İlm-i hâl” adlı bir kitap yayımlamıştır. İttihat
ve Terakki Cemiyeti
1912’de bir kütüphane kurma amacıyla birkaç
arkadaşıyla birlikte yeniden girişimde bulunmuştur. Böylelikle Salepçioğulları
ailesinin konağında, selamlık kısmında İzmir Milli Kütüphanesi açılmış, bunun
yanında kütüphaneye gelir elde etmek için bir açık hava sineması da
kurulmuştur.
Mehmet Celal Bey, başından beri bu
girişimin yönetimini üstlenmiştir. Celal Bey’in oğlu Ahmet Adnan ise, 13
yaşında iken bu sinemadaki filmlere piyano ile eşlik etmek, gişede bilet satmak
gibi işlerle ilgilenmiştir.
Celal Bey, İttihat ve Terakki Cemiyetinin
kütüphaneyi kendi organı haline getirme girişimine karşı çıkmıştır.
sırasında, işgal güçlerinin kütüphanedeki “milli” sıfatını
kaldırması için yaptığı baskılarını kabul etmediği için tutuklanmış;
kütüphanenin kapatılması tehdidi karşısında, işgalin sonuna kadar kütüphanenin
adını "Şehir Kütüphanesi" olarak değiştirmek zorunda kalmıştır. Yunan
işgali
Cumhuriyet devrinde İpekçi film şirketine
bir sinema binası inşa ettirmiş; sinema, “Elhamra
Sineması” adını almıştır.
1930 yılında Milli Kütüphane binası inşa edilmiştir.
1934’de Soyadı Kanunu çıkınca
aile lakabı olan “Fişekçi” soyadını almak istediyse de bu isteği “Meslekle
ilgili soyadı olmaz.” gerekçesi ile reddedilmiştir. Matematik öğretmeni olduğu
için seçtiği ve bir süre kullandığı “Saygın” soyadı ise bu soyadının başkaları
tarafından alınmış olması sebebiyle bir süre sonra “Saygun” olarak
değiştirilmiştir.
1944 yılında İzmir Milli Kütüphanesindeki
görevinden ayrıldıktan sonra matematik ve din alanındaki çalışmaları ile
ilgilenmiş, bu
yıllarda gerçekleşen bazı olaylar üzerine “Diyanet Cephesinden Atatürk İnkılâpları"
adlı bir eser yazmış ve yayınlamıştır.
21 Mart 1954 günü İstanbul’da yaşamını
yitirmiştir.
Kitaplarının tümü:
Teni İlm-i hâl (İzmir 1331)
Riyaziyyatta Sıfır'ın Kıymet ve
Ehemmiyeti I (İzmir 1941)
Riyaziyyatta Sıfır'ın Kıymet ve
Ehemmiyeti II (İstanbul 1946)
Diyanet Cephesinden Atatürk
İnkılâpları (Ankara 1952)
İlim Tarihinde Gizli Kalmış İki
Mühim Hakikat (basılmamış)
Necat ve Selâmet Yolu "Münevver
ve Mütefekkirler İçin" (basılmamış)
Sıfırdan Azam Nâmütenâhiye
(basılmamış)
Kıble Risalesi (basılmamış)
Nasirüddin-i Tûsî'nin
Kitâb-üş-Şeklül Kattâ'ının Tercemesi (basılmamış, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesinde)
İmam-ı Gazâli'nin Ihyâ-ül Ulûm'undan
Kitâh'-ü Âdâb-üs Demâ Tercemesi (basılmamış)
Hazırlayan:
9 Cansu SARI, 10-E
Kaynaklar:
Türk Kütüphaneciliği Dergisi Cilt: 2
Sayı: 2
tr.wikipedia.org
www.mavi-nota.com
tk.kutuphaneci.org.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder